Tom'un büyük ailesini desteklemek için yeterli para kazanması kolay değildi.
- It hasn't been easy for Tom to earn enough money to support his large family.
Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
- He made a speech in support of the plan.
Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
- Henry is old enough to support himself.
Ailesini geçindirmek için çok çalışıyor.
- He is working hard to support his family.
Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
- He made a speech in support of the plan.
Bu veriler hipotezi desteklemektedir.
- This data supports the hypothesis.
Onu desteklediğime inandırdım.
- I made believe that I supported him.
Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım
- I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument.
Tom uyuduğu zaman sırtını dayamak için bir yastık kullanır.
- Tom uses a pillow to support his back when he sleeps.