betragen

listen to the pronunciation of betragen
Englisch - Türkisch

Definition von betragen im Englisch Türkisch wörterbuch

behaviour
{i} davranış

Davranışı sıradışıydı. - Her behaviour was out of the ordinary.

Onun davranışı genç bir kız için normal değil. - Her behaviour isn't normal for a young girl.

behavior
davranış

Ben davranışımdan utandım. - I was ashamed of my behavior.

Onun görünüşü ve davranışı beni ondan utandırdı. - His appearance and behavior made me ashamed of him.

behavior
{i} tavır

Onun küstah tavırlarına dayanamadım. - I couldn't put up with her arrogant behavior.

Onun kendini beğenmiş tavırları kırıcı. - His smug behavior is offensive.

behavior
{i} tutum
behaviour
{i} hareket tarzı
behavior
davranış tarzı
behavior
{i} hareket

Bu hareketin, kadınların davranışları üzerine büyük bir etkisi vardı. - This movement had a great impact on the behavior of women.

behavior
(Tıp) behavyor
behaviour
tavır
behaviour
hareket
behavior
{i} hareket tarzı
behaviour
{i} tutum

Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi. - The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary.