Muhtemelen oralarda ve belki de birçok yerde başka yaşamlar vardır.
- Other life probably exists out there and perhaps in many places.
Tüketici elektroniği denen üreticiler arasında acımasız bir rekabet vardır.
- Among the manufacturers of so-called consumer electronics, there exists ruthless cut-throat competition.
Tom, diğer gezegenlerde yaşamın var olduğuna inanmaktadır.
- Tom believes that life exists on other planets.
Tanrı var ama şifreyi unutmuş.
- God exists, but he forgot the password.
Tom'un bilgiyi nasıl elde ettiğini biliyor musun?
- Do you know how Tom obtained the information?
Tom alandaki bütün otellerin listesini elde etti.
- Tom obtained the list of all the hotels in the area.
Tom her gün meyve yeme konusunda ısrar ediyor.
- Tom insists on eating fruit every day.
Anne akşam yedide evde olmamız gerektiğinde ısrar ediyor.
- Mother insists that we should be home by seven in the evening.
Kömür katranının damıtılmasıyla elde edilen bileşenler aşağıda gösterildiği gibidir.
- The components obtained by distillation of coal tar are as shown below.
This theory consists of three parts.
- Diese Theorie besteht aus drei Teilen.
The true art of life consists in seeing the miraculous in the everyday.
- Die wahre Lebenskunst besteht darin, im Alltäglichen das Wunderbare zu sehen.