O, o binaya bitişiktir.
- It's next to that building.
O amcasına bitişik yaşadı.
- He lived next to his uncle.
Çelik binanın bitişiğinde papatyalar var.
- There are daisies next to the steel building.
Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
Evimin yanında birkaç dükkân var.
- There are a few shops next to my house.
Kitabı neredeyse bedava aldı.
- She bought the book for next to nothing.
O konuda neredeyse hiçbir şey bilmiyor.
- He knows next to nothing about the issue.