Will you come with me to the store?
- Mağazaya benimle gelecek misin?
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
I made this clothing myself.
- Bu giysiyi ben kendim yaptım.
For myself, I would like to take part in the game.
- Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
Put yourself in my position.
- Kendini benim yerime koy.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.