beneksiz

listen to the pronunciation of beneksiz
Türkisch - Englisch
unspotted
speckless
benek
spot

He has red spots all over his body. - Vücudunun her tarafında kırmızı benekler var.

A leopard cannot change his spots. - Bir leopar beneklerini değiştiremez.

benek
(Bilgisayar) pixel
benek
lentigo
benek
dapple
benek
(Televizyon) pix
benek
stigma
benek
(Astronomi) facula
benek
(Anatomi) spiloma
benek
(Denizbilim) ocellus
benek
(Havacılık) spool
benek
patch
benek
fleck
benek
dot

The remains of human cities dot the Earth. - İnsan şehirleri kalıntıları Dünyayı benekler.

Her skirt is yellow with polka dots. - Onun eteği benekli sarıdır.

benek
macle
benek
mottle
benek
speck

I have a black and white speckled dog. - Siyah ve beyaz benekli bir köpeğim var.

benek
spottiness
Benek
(Tıp) gutta
benek
freckle
benek
splotch
benek
splodge
benek
speckle

I have a black and white speckled dog. - Siyah ve beyaz benekli bir köpeğim var.

benek
macula
benek
small spot; dot; speck; freckle
benek
splash
benek
dot, fleck, spot, speck, speckle, freckle; sunspot
benek
punctum
Türkisch - Türkisch

Definition von beneksiz im Türkisch Türkisch wörterbuch

BENEK
(Osmanlı Dönemi) f. Atlas zemin üzerine sırma işlemeli bir çeşit kuma
Benek
fakül
Benek
çinek
Benek
çinke
benek
Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta, puan: "Burunlar koyu renkte beneklerle kaplıdır."- S. Birsel
benek
Bakır para
benek
Nokta, puan
benek
Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta, puan
benek
Puan, nokta
benek
Güneş lekeleri yöresinde görülen, parlak taneciklerden ve parlak damarlardan oluşmuş bölüm, fakül
benek
işlemeli kumaş
benek
Güneş lekeleri yöresinde görülen, parlak taneciklerden ve parlak damarlardan oluşmuş bölüm, fekül
beneksiz
Favoriten