Bu senin menfaatin için.
- This is for your benefit.
Bu makale hem askeri harcamaları azaltmanın sakıncalarını hem de faydalarını analiz eder.
- This article analyzes both the benefits and the drawbacks of reducing military spending.
Güzel olmanın bir sürü faydası vardır.
- There are many benefits to being beautiful.
Onun yararına onlara yardımcı olduğu kesindir.
- It is certain that he helped them for the benefit of himself.
O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.
- He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!
Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
- It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
Tom'u haklı kabul edelim.
- Let's give Tom the benefit of the doubt.
Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
Maliyetler avantajlardan daha ağır basar.
- The costs outweigh the benefits.
Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
- Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from that?
Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır.
- The community will benefit from the new industry.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
... got to make choices. And the choices we've made have been ones that ultimately are benefiting ...
... the tax cuts that have been benefiting so many of us ...