Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
- The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
Tom yatağın altında süründü.
- Tom crawled underneath the bed.
Tom bir ağacın altına oturdu.
- Tom sat down underneath a tree.
Fare yatağın altına kaçtı.
- The mouse ran underneath the bed.
Tom yatağın altında süründü.
- Tom crawled underneath the bed.
Anahtarı paspasın altında buldum.
- I found the key underneath the mat.