Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
Put yourself in my position.
- Kendini benim yerime koy.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
An egoist is someone who thinks only about himself, and not about me.
- Bir egoist, beni değil de sadece kendisini düşünen birisidir.
Tom has a mole under his left eye.
- Tom'un sol gözünün altında bir beni var.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.