partiye bendi de götürün.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
I made this clothing myself.
- Bu giysiyi ben kendim yaptım.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
An egoist is someone who thinks only about himself, and not about me.
- Bir egoist, beni değil de sadece kendisini düşünen birisidir.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
Don't get me wrong, Tom.
- Beni yanlış anlama, Tom.
He tried to get me to help him.
- Beni ona yardım ettirmeye çalıştı.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.