belki, belki

listen to the pronunciation of belki, belki
Türkisch - Englisch
perhaps, maybe
belki
maybe

In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog. - Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.

Maybe you'll come back to me? - Belki bana geri döneceksin?

belki
perhaps

Perhaps it will rain in the afternoon. - Belki öğleden sonra yağmur yağacak.

Hunger is perhaps the strongest of all human drives. - Açlık insan güdülerinin belkide en güçlüsüdür.

belki
perchance
belki
i dare say
belki de
it's possible that
belki de
maybe

Maybe you are working too hard. - Belki de çok çalışıyorsunuz.

Maybe Tom didn't see us. - Belki de Tom bizi anlamadı.

belki de
may well be
belki de hiç
seldom
belki de hiç
if ever
belki
peradventure
belki
mayhap
belki
possibly

I can't possibly make lunch. - Belki öğle yemeği yapamam.

Can you possibly help me? - Belki bana yardımcı olabilirsiniz?

belki
contingently
belki
perhaps, maybe
belki başka zaman
Maybe next time
belki de
probably

She probably didn't have sex with him. - Belki de onunla seks yapmadı.

I probably shouldn't have asked Tom that question. - Belki de Tom'a bu soruyu sormamalıydım.

belki de
it's possible that ..., maybe
belki de
it may even be that
belki nevrozu
(Pisikoloji, Ruhbilim) perhaps neurosis
garip belki ama
strangely enough
Türkisch - Türkisch

Definition von belki, belki im Türkisch Türkisch wörterbuch

BELKİ
(Osmanlı Dönemi) Kat'iyyetle. Dahi. Şüphesiz
BELKİ
(Osmanlı Dönemi) Umulur, ihtimal, olabilir
BELKİ
(Osmanlı Dönemi) Hattâ
belki
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal: "Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz."- Z. O. Saba
belki
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal