Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
- Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
It will rain perhaps tomorrow.
- Yarın belki yağmur yağacak.
Hunger is perhaps the strongest of all human drives.
- Açlık insan güdülerinin belkide en güçlüsüdür.
Maybe Tom didn't see us.
- Belki de Tom bizi anlamadı.
Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
Tom said that he couldn't possibly eat any more.
- Tom artık belki yemek yiyemiyeceğini söyledi.
I can't possibly make lunch.
- Belki öğle yemeği yapamam.
I'm very busy so probably I won't be able to come tomorrow.
- Çok meşgulüm, bu nedenle belki de yarın gelemeyeceğim.
I probably shouldn't have asked Tom that question.
- Belki de Tom'a bu soruyu sormamalıydım.