belki̇

listen to the pronunciation of belki̇
Türkisch - Englisch

Definition von belki̇ im Türkisch Englisch wörterbuch

belki
maybe

Maybe you'll come back to me? - Belki bana geri döneceksin?

In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog. - Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.

belki
perhaps

It will rain perhaps tomorrow. - Yarın belki yağmur yağacak.

Perhaps it will rain in the afternoon. - Belki öğleden sonra yağmur yağacak.

belki
perchance
belki
i dare say
belki
perhaps, maybe
belki
peradventure
belki
possibly

The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades. - Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.

Can you possibly help me? - Belki bana yardımcı olabilirsiniz?

belki
contingently
belki
mayhap
belki de
it's possible that
belki de
may well be
belki de
maybe

Maybe we can make a deal. - Belki de bir anlaşma yapabiliriz.

Maybe you are working too hard. - Belki de çok çalışıyorsunuz.

belki de hiç
seldom
belki de hiç
if ever
belki başka zaman
Maybe next time
belki de
it may even be that
belki de
it's possible that ..., maybe
belki de
probably

She probably didn't have sex with him. - Belki de onunla seks yapmadı.

I'm probably hungrier than you are. - Ben belki de senden daha açım.

belki nevrozu
(Pisikoloji, Ruhbilim) perhaps neurosis
belki
likely
belki
haply
belki
lest

I took my umbrella lest it rain. - Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.

garip belki ama
strangely enough
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Umulur, ihtimal, olabilir
(Osmanlı Dönemi) Kat'iyyetle. Dahi. Şüphesiz
(Osmanlı Dönemi) Hattâ
belki
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal
belki
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal: "Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz."- Z. O. Saba
belki̇
Favoriten