Tom was merely stating a fact.
- Tom sadece bir gerçeği belirtiyordu.
In the introduction, the author is stating as follows.
- Giriş bölümünde, yazar aşağıda gösterildiği gibi belirtiyor.
The boy stated that he would give a bouquet of roses to the girl that he liked, talk with her, and invite her to have a coffee.
- Oğlan hoşlandığı kıza bir buket gül vereceğini, onunla konuşacağını ve onu bir kahve içmeye davet edeceğini belirtti.
The stated price does not include labor charges.
- Belirtilen fiyat işçilik ücretini içermez.
The specified email is already registered.
- Belirtilen eposta adresi zaten kaydedilmiş.
If the source is not specified, a quote is not a quote but plagiarism.
- Kaynak belirtilmemişse, bir alıntı bir intihalden başka bir alıntı değildir.
Love your enemies, for they point out your mistakes.
- Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev.
I'd just like to point out a few potential problems.
- Sadece birkaç potansiyel sorunu belirtmek istiyorum.
In the 1950's, the Finns were cited as having one of the least healthy diets in the world.
- 1950'lerde, Finler dünyadaki en az sağlıklı diyetlerden birine sahip olarak belirtildiler.
He didn't specify when he would return.
- O, ne zaman döneceğini belirtmedi.
Tom didn't specify how many pencils to buy.
- Tom kaç tane kurşun kalem alacağını belirtmedi.
The president stated his position on the issue.
- Başkan konuyla ilgili kişisel görüşünü belirtti.
They stated their objections.
- Onlar itirazlarını belirttiler.
A silhouette of a girl appeared on the curtain.
- Perdede bir kızın silueti belirdi.
A cat appeared from behind the curtain.
- Perdenin arkasından bir kedi belirdi.