Last year was a period of economic uncertainty.
- Geçen yıl bir ekonomik belirsizlik dönemiydi.
The only thing that's certain is uncertainty.
- Kesin olan tek şey, belirsizliktir.
Sometimes translations do create ambiguity.
- Bazen çeviriler belirsizlik yaratır.
There will be no ambiguity.
- Hiçbir belirsizlik olmayacak.
The suspense is killing us.
- Belirsizlik bizi öldürüyor.
The game was full of suspense.
- Oyun belirsizlikle doluydu.
Any truth is better than indefinite doubt.
- Herhangi bir gerçek, belirsiz bir şüpheden daha iyidir.
The union went out on a strike for an indefinite period.
- Sendika belirsiz bir süre için greve gitti.
Tom was uncertain what to expect.
- Tom'un ne bekleyeceği belirsizdi.
Tom was uncertain how to react.
- Tom'un nasıl tepki göstereceği belirsizdi.
He might possibly say something ambiguous again.
- Muhtemelen tekrar belirsiz bir şey söyleyebilir.
Niobe is an ambiguous character.
- Niobe belirsiz bir karakterdir.
It's unclear why Tom did that.
- Tom'un onu neden yaptığı belirsiz.
It's unclear why Tom isn't here.
- Tom'un neden burada olmadığı belirsiz.
The future of humanity remains undetermined, as it depends on it.
- O ona bağlı olduğu için, insanlığın geleceği belirsiz kalır.
She gave a vague answer.
- O belirsiz bir cevap verdi.
Sounds vaguely familiar.
- Belli belirsiz tanıdık geliyor.
His thesis doesn't make sense. To begin with, its theme is obscure.
- Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz.
The meaning of this sentence is obscure.
- Bu cümlenin anlamı belirsiz.
The date of the party is still up in the air.
- Partinin tarihi henüz belirsiz.
The origins of these people is shrouded in mystery.
- Bu insanların kökenleri belirsizdir.
The cause of Tom's death is still shrouded in mystery.
- Tom'un ölüm nedeni hâlâ belirsiz.
An irregular galaxy has an undefined shape and is full of young stars, dust, and gas.
- Düzensiz bir galaksi, belirsiz bir şekle sahiptir ve genç yıldızlar, toz ve de gazla doludur.
The boundaries which divide Life from Death are at best shadowy and vague. Who shall say where the one ends, and where the other begins?
- Hayatı ölümden ayıran sınırlar azami karanlık ve belirsizdir. Birinin nerede biteceğini ve diğerinin nerede başlayacağını kim söyleyecek?