Önce belli veya görünür olmayan bir şey ortaya çıkmak, tezahür etmek: "Karanlıkların ardından birçok adamlar belirerek acayip birtakım eşyalar taşıyor."- R. H. Karay
Bir düşünce veya durum için, kesin bir biçim almak, tebellür etmek: "Kafasında günden güne çeşitli düşünceler, çeşitli kaygılar beliriyordu."- O. Hançerlioğlu. İyice görünür ve anlaşılır bir durum almak, tebarüz etmek: "O kibar cemiyete nasıl bir elbise ile gireceğini düşündü, manzara gözünün önünde belirdi."- R. H. Karay