The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle.
- İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.
You should respect the rules your parents set for you.
- Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
Can you identify the problem areas?
- Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
I'd like to determine the value of this painting.
- Bu tablonun değerini belirlemek isterim.