One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
Scarcely had the rain stopped before a rainbow appeared.
- Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu.
A look of contentment appeared on his face.
- Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.
You should respect the rules your parents set for you.
- Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
- Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
Can you identify the problem areas?
- Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter.
- Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.