belirler

listen to the pronunciation of belirler
Türkisch - Englisch
specifies
third-person singular of specify
belirle
{f} determined

Our lives are determined by our environment. - Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.

The price of the carpet is determined by three factors. - Halı fiyatı üç etken tarafından belirlenir.

belir
(Bilgisayar) appear

A look of contentment appeared on his face. - Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.

Scarcely had the rain stopped before a rainbow appeared. - Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu.

belir
appearing
belirle
(Bilgisayar) specs
belirle
(Bilgisayar) set

I set some goals for myself. - Ben kendim için bazı hedefler belirledim.

They set the time and place of the wedding. - Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.

belirle
(Bilgisayar) identify

Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do. - Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.

A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter. - Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.

belir
spring up
belirle
{f} determining

What was the determining factor in this case? - Bu durumda belirleyici faktör neydi?

belirle
stake out
belirle
determine

Our lives are determined by our environment. - Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.

I'd like to determine the value of this painting. - Bu tablonun değerini belirlemek isterim.

belirle
appointing
belirler
Favoriten