O bir inanç insanıdır.
- He is a man of faith.
Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.
- In other words, he is a man of faith.
Kendinize olan güveni asla kaybetmeyin... Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
- Never lose faith in yourself. You can do everything you want to do.
Çeviri bir kadın gibidir. Güzelse güvenilir değildir. Güvenilirse kesinlikle güzel değildir.
- Translation is like a woman. If it is beautiful, it is not faithful. If it is faithful, it is most certainly not beautiful.
İman olmayan bir kişi ürkütücüdür.
- A person without faith is frightening.
Bir dua, iman olmadan işe yaramaz.
- A prayer without faith is useless.
Köpeklerin vefakarlığı bizi etkiler.
- Dogs' faithfulness impresses us.
Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.
- In other words, he is a man of faith.
Benden başka bütün üyelerin onun söylediğine inancı vardı.
- All the members but me have faith in what he says.
O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
- He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
- Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
Sözüne sadık olmalısın.
- You must be faithful to your word.