belgeleme

listen to the pronunciation of belgeleme
Türkisch - Englisch
authentification
(Hukuk) certification
authentication
documentation
documenting
documentation; certification
belgeleme dizgesi
(Bilgisayar,Teknik) documentation system
belgeleme denetimi
(Askeri) inspection of certification
belgeleme hatası
(Bilgisayar,Teknik) documentation error
belgeleme işaret sistemi
(Ticaret) certification mark system
belgeleme kitabı
(Bilgisayar,Teknik) documentation book
belgelemek
(Kanun) evidence
belgelemek
(Kanun) provide evidence
belgele
{f} documented

There's no documented proof. - Belgelenmiş bir kanıt yok.

belgele
authenticate
belgelemek
document

I had no alternative but to document the war crimes. - Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.

belgele
documenting
belgele
document

He died soon after he received the documents. - Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.

The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them. - Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.

belgelemek
to document

I had no alternative but to document the war crimes. - Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.

belgelemek
certificate
belgelemek
authenticate; be a record of
belgelemek
be a record of
belgelemek
{f} authenticate
bilgisayar destekli yük belgeleme sistemi (hava)
(Askeri) computer-aided load manifesting system
klinik belgeleme
(Tıp) clinical documentation
sertifikasyon ve akreditasyon (belgeleme ve tanıtma)
(Askeri) certification and accreditation
teknik belgeleme
(Askeri) technical documentation
teyit, doğrulama ve belgeleme
(Askeri) verification, validation, and certification
Türkisch - Türkisch
Belgelemek işi, tevsik
tevsik
belgelemek
Bir olgunun doğru olduğunu belge ile göstermek, ortaya çıkarmak, tevsik etmek
belgeleme
Favoriten