beleidigend

listen to the pronunciation of beleidigend
Englisch - Türkisch

Definition von beleidigend im Englisch Türkisch wörterbuch

offending
{s} kırıcı
offending
{s} incitici
insulting
tahkir eden
insulting
{s} küstah
insulting
{s} onur kırıcı
insulting
küçümseyici
offending
can sıkıcı
offending
iç acıtıcı
libelling
iftira atmaktan
insulting
{s} aşağılayıcı

Eğer Tom aşağılayıcı olursa ona kapıyı göster. - If Tom becomes insulting, show him the door.

Dan'ın mesajı aşağılayıcıydı. - Dan's message was insulting.

insulting
{s} küçük düşürücü

İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz. - Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated.

offending
Karşı Koyan
offending
gücendirme

Benim niyetim seni gücendirmek değildi. - Offending you wasn't my intention.

offending
{s} hoşa gitmeyen
offensive
{s} kötü

Zenci kötü bir kelimedir. - Nigger is an offensive word.

offensive
çirkin