O, kağıtları katladı ve masanın üzerine attı.
- He folded the papers and threw them onto the table.
Suçu başkalarının üzerine atıyor sadece.
- He is just passing the blame onto others.
Dersten sonra sandalyeleri masaların üstüne koymayı unutmayın.
- Remember to put the chairs onto the tables after the lesson.
Tom torbanın içindekileri masanın üstüne boşalttı.
- Tom emptied the contents of the sack onto the table.
The exponential function maps the set of real numbers onto the set of positive real numbers.