O kravata bakım yapmak önemlidir.
- Maintaining that tie is important.
Birinin ününü sürdürmek zordur.
- It is hard to maintain one's reputation.
Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olmalı.
- To maintain a friendship, there must be mutual affection.
O, kolumu sımsıkı tuttu.
- She held my arm firmly.
Resim bir iğne ile tutturuldu.
- The picture was held on by a pin.
Birisi sorumlu tutulmak zorunda.
- Someone's got to be held accountable.
Bu yolu korumak için kimlerin sorumlu olduğunu bulmaya çalışıyordum.
- I've been trying to find out who is responsible for maintaining this road.
Kendi vücut ısılarını korumak için birbirlerine yapıştılar.
- They were stuck together to maintain their own body heat