İşe gitmek istemiyorum.
- Ich will nicht zur Arbeit.
Ben işe yürüyerek giderim.
- Ich gehe zu Fuß zur Arbeit.
Öğrenciler işi kendileri yaptılar.
- Die Schüler haben die Arbeit selbst gemacht.
Yorgun olmasına rağmen, işi bitirmeye çalıştı.
- Obwohl sie müde war, versuchte sie, die Arbeit zu Ende zu bringen.
Tom artık işini yapamıyor.
- Tom ist nicht mehr fähig, seine Arbeit zu verrichten.
Daha bitiremedin mi işini?
- Hast du deine Arbeit noch nicht beenden können?
Tom bugün çalışırken kendini incitti.
- Tom injured himself at work today.
Tom çalışırken Fransızca konuşmak zorunda.
- Tom has to speak French at work.
Tom ve Mary şu anda iş başında.
- Tom and Mary are at work now.
Babam şimdi hastanede iş başında.
- My father is now at work at the hospital.
O şimdi işte fakat yedide dönecek.
- He is at work now, but will return at seven.
Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.
- I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work.
Tom had an accident at work.
- Tom hatte einen Unfall bei der Arbeit.
Every time I went to see him, I found him at work.
- Immer wenn ich ihn besuchte, traf ich ihn bei der Arbeit an.