Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
- It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.
Onun davranışı genç bir kız için normal değil.
- Her behaviour isn't normal for a young girl.
Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi.
- The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary.
Ben davranışımdan utandım.
- I was ashamed of my behavior.
Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.
- His behavior, as I remember, was very bad.
UK internet service provider TalkTalk has pulled the plug on its agreement with online behaviour tracking firm Phorm.
Bu hareketin, kadınların davranışları üzerine büyük bir etkisi vardı.
- This movement had a great impact on the behavior of women.
Onun küstah tavırlarına dayanamadım.
- I couldn't put up with her arrogant behavior.
Onun kendini beğenmiş tavırları kırıcı.
- His smug behavior is offensive.
1. Now children, I want you all to be on your best behaviour when grandma arrives.
2. I'd just met his parents for the first time so I was on my best behaviour.