Oğlumun davranışından utanıyorum.
- I am ashamed of my son's conduct.
Biz onun davranışına şaşırdık.
- We were surprised at his conduct.
Polonyalı arkeologlar Sudan'da bilimsel çalışmalar yürütmektedirler.
- Polish archaeologists are conducting scientific studies in Sudan.
Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.
- A conductor directs an orchestra.
O işini çok iyi yönetir.
- He conducts his business very well.
Polonyalı arkeologlar Sudan'da bilimsel çalışmalar yürütmektedirler.
- Polish archaeologists are conducting scientific studies in Sudan.
Yürütecek bir soruşturmam var.
- I have an investigation to conduct.
Bu toplantıların tümü İngilizce olarak idare edilmektedir.
- All of these meetings are conducted in English.