Akupunktur genellikle ağrıyı tedavi etmek için kullanılır.
- Acupuncture is often used to treat pain.
Çay ağacı yağı akneyi tedavi etmek için kullanılabilen doğal bir çözümdür.
- Tea tree oil is a natural remedy that can be used to treat acne.
Bir çocuğa çok zalimce davranmak utanç verici.
- It's shameful to treat a child so cruelly.
Ona böyle davranmak adil değil.
- It doesn't seem very fair to treat him like this.
Lütfen önümüzdeki hafta sana akşam yemeği ısmarlamama izin verir misin?
- Would you please allow me to treat you to dinner next week?
Tüm yardımlarına teşekkür etmek amacıyla sana öğle yemeği ısmarlamak istiyorum.
- I'd like to treat you to lunch to thank you for all your help.
İşte sizin için bir ikram.
- Here's a treat for you.
O, her birimize bir dondurma ikram etti.
- She treated each of us to an ice cream.
Tüm yardımlarına teşekkür etmek amacıyla sana öğle yemeği ısmarlamak istiyorum.
- I'd like to treat you to lunch to thank you for all your help.
You should treat this information in the main body of the text, not in the notes.
- Du solltest diese Information im Haupttext behandeln, nicht in den Anmerkungen.
Nowadays parents treat their children more as equals than they used to and the child is given more freedom to make his or her own decisions in life.
- Heutzutage behandeln Eltern ihre Kinder stärker als Gleichgestellte als früher und ein Kind erhält mehr Freiheiten, seine eigenen Entscheidungen zu treffen.