Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin.
- You shouldn't have come here to begin with.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
- School begins at nine and is over at six.
Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
- Birth is, in a manner, the beginning of death.
İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar.
- A good beginning makes a good ending.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
- The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
I'm beginning to understand.
- I am beginning to understand.
In the beginning God created the heavens and the earth.
- In the beginning God created Heaven and Earth.
... So let's now begin our story. ...
... man to begin with. ...