begießend

listen to the pronunciation of begießend
Englisch - Türkisch

Definition von begießend im Englisch Türkisch wörterbuch

showering
yağdırmak
showering
yağmuruna tutmak
watering
{f} sula

O bahçesini bir hortum ile suladı. - He was watering his garden with a hose.

Çiçekler iyi görünmüyor. Onları sulamak isterim. Bir su kabı var mı? - The flowers don't look well. I'd like to water them. Is there a watering can?

dowsing
çubukla maden arama
dowsing
çubukla kaynak arama
dowsing
ara/söndür/sula
dowsing
çubukla yer altı suyu arama
watering
watering trough yalak
watering
sulayan
watering
kaplıcaya yakın
watering
{i} suvarma
watering
(Tekstil) dalga, hare
watering
watering pot bahçe sulama kovası
watering
watering place içmeler
watering
sulayıcı
watering
kaplıca
watering
{i} (kumaşta) hare
watering
sahildeki
watering
maden suları bulunan yer
watering
plaj
Deutsch - Englisch
dowsing
watering
supplying water
to dousing
showering
dousing
mit Fett begießend
basting