Ölümden korkmak, ölmekten daha acımasızdır.
- It is more cruel to fear death than to die.
Kaçınılamaz şeyden korkmak aptalcadır.
- It is foolish to fear what you cannot avoid.
Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
- She is on a diet for fear that she will put on weight.
Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
- They fear that he may be dead.
Tom'un hastalığı ne kadar ciddi? En kötü ihtimalmiş gibi endişelenmeliyiz.
- How serious is Tom's sickness? - We should fear the worst.
Çocuğun korkusu ebeveynlerini endişelendirdi.
- The child's fear worried the parents.