bedrückt

listen to the pronunciation of bedrückt
Deutsch - Türkisch
gamli; gönlü dar; füturlu; sich ~ fühlen ici sikilmak; kasvet basmak
Englisch - Türkisch

Definition von bedrückt im Englisch Türkisch wörterbuch

depressed
{s} bunalımlı

Tom bu sabah biraz bunalımlı görünüyor. - Tom seems a bit depressed this morning.

Tom bu sabah bunalımlı gibi görünüyor. - Tom seems to be depressed this morning.

dejected
morali bozuk
dejected
kederlenen
dejected
süngüsü düşük
depressed
sanayisi gelişmemiş
dejected
{f} kederlendir
dejected
mahzun
dejected
üzgün

Tom Mary'nin evini üzgün görünerek terk etti. - Tom left Mary's house looking dejected.

dejected
hüzünlü
dejected
{s} karamsar
dejected
{s} neşesiz
dejected
{s} keyifsiz
dejected
{s} kederli
depressed
canı sıkılmış
depressed
{s} değeri düşürülmüş
Deutsch - Englisch