become larger; cultivate; be changed; be; become

listen to the pronunciation of become larger; cultivate; be changed; be; become
Englisch - Türkisch

Definition von become larger; cultivate; be changed; be; become im Englisch Türkisch wörterbuch

grow
büyümek

Büyümek istiyorsan, çok süt içmek zorundasın. - If you want to grow up, you have to drink a lot of milk.

Tepede bir sürü bodur ağaçlar büyümektedir. - Lots of low trees grow on the hill.

grow
{f} yetişmek

Bitkilerin yetişmek için güneş ışığına ihtiyacı var. - Plants need sunlight to grow.

grow
{f} dönüşmek
grow
(Kimya) büyüme

Ana yollar banliyölerin büyümesine katkıda bulunacaktır. - The construction of a highway will contribute to the growth of the suburbs.

Aşk iki kişi arasındaki büyümeye başladı. - Love began to grow between the two.

grow
{f} uzatmak

Tom, bütün yaz sakal uzatmaktadır. - Tom has been growing a beard all summer.

Bu kalın bıyığı uzatmak uzun zamanımı aldı. - Growing this thick mustache has taken me quite a while.

grow
(saç/sakal/bıyık/vb.) uzatmak
grow
olmak

Büyüdüğümde ben önemli biri olmak istiyorum. - I want to be somebody when I grow up.

Büyüdüğünde ne olmak istersin? - What do you want to be when you grow up?

grow
yetiştirmek

Babamın hobisi gül yetiştirmektir. - My father's hobby is growing roses.

Burada yiyecek yetiştirmek zor. - It's difficult to grow food here.

grow
(bitki/vb.) yetişmek
grow
çoğalmak
grow
bir kimseyi kendine ısındırma
grow
{f} (grew, --n)
grow
{f} lemek
grow
{f} lenmek
grow
(Tıp) Büyümek, gelişmek, çıkmak
grow
(fiil) büyümek, gelişmek, yetişmek, yetiştirmek, büyütmek, üretmek, uzatmak, bırakmak, dönüşmek, lenmek, leşmek, lemek
grow
{f} (bitki/sebze/meyve) yetiştirmek; yetişmek
grow
{f} büyümek; gelişmek; artmak
grow
{f} gelişmek
grow
hası1 etmek
Englisch - Englisch
{f} grow
{f} grows
become larger; cultivate; be changed; be; become
Favoriten