Kilise çiçeklerle güzelce dekore edildi.
- The church was beautifully decorated with flowers.
O, güzelce piyano çaldı.
- She played the piano beautifully.
Bunun güzel bir şekilde üstesinden geldin.
- You handled that beautifully.
Onun kadar güzel bir şekilde Çince yazan birini bulmak zordur.
- It's hard to find someone who writes Chinese as beautifully as he.
Aktris güzel giyinmişti.
- The actress was dressed beautifully.
O, güzelce piyano çaldı.
- She played the piano beautifully.
Ne güzel bir gökkuşağı!
- What a beautiful rainbow!
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin?
- How about spending an elegant and blissful time at a beauty salon?
O gerçek bir güzellik.
- She is a real beauty.
Bayan Smith ünlü bir güzel kadındı.
- Mrs. Smith was a famous beauty.
O en güzel çiçekten hoşlanır.
- He likes the most beautiful flower.
Tom sadece güzel kızlardan hoşlanıyor.
- Tom likes only beautiful girls.
Aşk harika ve güzeldir.
- Love is wonderful and beautiful.
Piknik için harika bir gün, değil mi?
- Isn't it a beautiful day for a picnic?
O araba gerçek bir güzelliktir.
- That car is a real beauty.
Manzaranın güzelliği kelimelerle anlatılamaz.
- The beauty of the scenery is beyond description.
Buz pateni zarif ve güzel olabilir.
- Ice skating can be graceful and beautiful.
O güzel ve ayrıca çok zarif.
- She is beautiful, and what is more, very graceful.
O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.
- She wasn't beautiful, but she had big, kind brown eyes and a sweet smile.
Bu çiçek tatlı kokuyor.
- This flower smells beautiful.
Çiçekler o kadar narin ve güzeldir ki şiirler ve metaforlar olmadan onlar hakkında konuşamazsın.
- Flowers are so fragile and so beautiful, that you can't speak about them without poetry or metaphors.
Kiraz çiçekleri çok güzeldir.
- Cherry blossoms are very beautiful.
Beautiful! What a catch! (referring to an athlete catching a ball).
Beautiful! I dropped the soup on the floor!.
The skater performed a beautiful axel.
Chris is a beauty.
It's the long weekend. Beauty!.
The beauty of the deal is it costs nothing!.
He made a beauty pass through the neutral zone.
... beautifully is Malaysia. ...
... The body is beautifully equipped with natural ...