Onun Türk bir sevgilisi var.
- She's got a Turkish boyfriend.
Sevgilisinin yasa ile başı dertte.
- Her boyfriend is in trouble with the law.
Erkek arkadaşından almış olduğu hediyeyi bana gösterdi.
- She showed me the present that she had received from her boyfriend.
Onun bir sürü erkek arkadaşı var.
- She has too many boyfriends.