Endişelenmek için iyi bir nedenim var.
- I've got a good reason to be worried.
Tom hakkında endişeliyim.
- I'm worried about Tom.
Ben onun sağlığı hakkında endişeliydim.
- I was worried about his health.
Herkes kaygılı ve endişeli.
- Everyone is concerned and worried.
Gerçekten kaygılı görünüyorsun.
- You look really worried.
Salgın konusunda gereksiz yere endişeli olmak için hiçbir sebep yoktur.
- There is no reason to be unnecessarily worried about the outbreak.
Endişeli olmak elimde değil.
- I can't help being worried.
Endişelenmek için iyi bir nedenim var.
- I've got a good reason to be worried.
Tom bir İngilizce testin sonucu hakkında üzgün görünüyordu.
- Tom looked worried about the result of an English test.
Sana sadece küçük bir şey gibi gelebilir, fakat Tom her şey hakkında gerçekten üzgün.
- It may seem like just a little thing to you, but Tom is really worried about the whole thing.
... my wife, she was eight months pregnant and she was worried ...
... Lots of people are worried about how advertising is going ...