İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
- It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.
- The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
Sen herhangi bir benzerlik görüyor musun?
- Do you see any similarities?
Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
- What are some similarities among ethnic groups?
Tom kendine benzeyen insanları sever.
- Tom likes people similar to himself.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
Biz aslında oldukça benzeriz.
- We're actually quite similar.
Biz çok benzeriz ve aynı zamanda çok farklıyız.
- We are so similar and so different at the same time.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
- I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
- You all display similar behavior.
Aynı yaklaşımı biz de sürdürüyoruz.
- We too have a similar approach.
Bu şehirlerin trafik kuralları aynıdır.
- These cities have similar traffic rules.
... has a view very similar to the view he had when he ran four years ago, that a bigger ...
... hope is that we have a similar way of making transparent what ...