Oturmak ister misiniz?
- Would you like to be seated?
Tom oturmaları için onlara işaret etti.
- Tom motioned them to be seated.
Oturmak ister misiniz?
- Would you like to be seated?
Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.
- The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
- An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.
- I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.
Tom her zaman ön sırada oturmak ister.
- Tom always wants to sit in the front row.
Lütfen oturmuş biçimde kalın.
- Please remain seated.
Herkes oturmuş kaldı.
- Everyone remained seated.
... eyes and be seated in order to do this. ...