Tekne güç için bir motor kullanır.
- The boat uses a motor for the power.
Kritik anlarda en güçlülerin bile zayıflara ihtiyacı vardır.
- In critical moments even the very powerful have need of the weakest.
İşte bir atom enerji santrali.
- Here is an atomic power plant.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
- Nuclear power is used to generate electricity.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- The third power of 3 is 27.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
Egemen sınıf yetkilerinden vazgeçmez.
- The ruling class will not surrender its power.
Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiç birini tanımlayamadı.
- During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.
Koministler 1949 yılında Çin'de iktidara geldi.
- Communists took power in China in 1949.
Hitler 1933 yılında iktidara geldi.
- Hitler assumed power in 1933.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- The third power of 3 is 27.
Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.
- The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
- Nuclear power is used to generate electricity.
Fırtına bir elektrik kesintisine neden oldu.
- The storm caused a power outage.
Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir.
- The military power of this country is very advanced.
Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
- Some people think the government has way too much power.
Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
- Some people think the government has way too much power.
Dünyada en güçlü hüküm nedir?
- What is the most powerful sentence in the world?
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Her geri dönüşümlü alüminyum bir TV'yi üç saat çalıştırmak için gerekli enerjiyi kazandırabilir.
- Every recycled aluminium can saves enough energy to power a TV for three hours.
In the face of expanding federal power, California in particular struggled to maintain control over its Chinese population.
Past and future obviously have no reality of their own. Just as the moon has no light of its own, but can only reflect the light of the sun, so are past and future only pale reflections of the light, power, and reality of the eternal present.
We need a microscope with higher power.
This CD player is powered by batteries.
After the pylons collapsed, this town was without power for a few days.
... the power of this new media. ...
... And that is the power of soccer. ...