Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Beş parasız değilsin.
- You're not penniless.
Beş parasız değilsin.
- You're not penniless.
İşteki başarısızlığı onu beş parasız bıraktı.
- His failure in business left him penniless.
A dollar and a quarter seems a small sum, but if you are absolutely penniless it might as well be a thousand.