Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
- The lovers exchanged numerous letters.
Tom'un sayısız kız arkadaşı vardı.
- Tom had numerous girlfriends.
Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.
- There are numerous reasons to be hopeful.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Diğer birçok dava bekliyor.
- Numerous other lawsuits are pending.
Onu birçok kez yaptım.
- I've done that numerous of times.
... and numerous cultural influences ...
... numerous pretty love unsigned houses some of which were restored with care ...