Tom'un sayısız kız arkadaşı vardı.
- Tom had numerous girlfriends.
Dan, Linda'yı sayısız kez aramaya çalıştı.
- Dan tried to call Linda numerous times.
Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.
- There are numerous reasons to be hopeful.
Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Hayatın kökeniyle ilgili birçok teori var.
- There are numerous theories about the origin of life.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
- We have made numerous improvements to our house since we bought it.
... put on numerous shows and concerts ...
... there are still numerous triggers to mislead by ...