Trafik ışıkları trafiği yönlendirmek için kullanılır.
- Traffic lights are used to direct traffic.
Sami bir film yönetmek istiyordu.
- Sami wanted to direct a film.
Bu Londra'ya giden direkt bir yoldur.
- This is a direct road to London.
Tom Boston'a direkt uçuş aldı.
- Tom took a direct flight to Boston.
Bundan ben sorumluyum.
- I am in charge of this.
O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
- He was in charge of preparing a magazine for publication.
Tom'un kötü bir yön kestirme yeteneği var.
- Tom has a poor sense of direction.
Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.
- These sentences are not directly linked.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
O, bu konuda açıktır.
- He is very direct about it.
Umarım yol tariflerim açıktı.
- I hope my directions were clear.
Bu şirkette çalışan kadınlardan yükümlü olacaksın.
- You'll be in charge of the women working in this factory.
Bir kaptan, gemisinden ve ekibinden yükümlüdür.
- A captain is in charge of his ship and its crew.
... charge of what's running on it, at least as between you and corporations, or you and the ...
... But we are not in charge of maintaining or trying to build ...