Hikaye hayret verici olaylarla doluydu.
- The story was full of marvelous happenings.
Ben bu olayı tahmin edemezdim.
- I couldn't have predicted this happening.
Ne olduğunu tam olarak görmek istiyorum.
- I want to see exactly what's happening.
Ne olduğunu tam olarak biliyordum.
- I knew exactly what was happening.
Tom başka bir şey olmadığından emin olmak için etrafına baktı.
- Tom looked around to make sure nothing else was happening.
Bunun tekrar vuku bulmasının önüne nasıl geçeriz?
- How do we prevent this from happening again?
Keşke böyle şeylerin olması dursa.
- I wish things like this would quit happening.
Tom bunun olmasını durdurmaya çalıştı.
- Tom tried to stop it from happening.
He is a real happening guy.
The Andy Warhol reception was a freaky happening.
... security into a political issue. Certainly not right when it's happening. And people ...
... but there is something bigger happening deep inside. ...