Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
O, bize başlamak için sinyal verdi.
- He gave us the signal to begin.
Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
- School begins at nine and is over at six.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Tom'un elinde cin ve toniğe benzeyen bir şey vardı.
- Tom had what looked like a gin and tonic in his hand.
Bir cin tonik istiyorum.
- I'd like a gin and tonic.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
I'm beginning to understand.
- I am beginning to understand.
In the beginning God created the heavens and the earth.
- In the beginning God created Heaven and Earth.