Tren belki ertelenmiştir.
- Perhaps the train has been delayed.
Uçuş ertelenmiş gibi görünüyor.
- It looks like the flight was delayed.
Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var.
- In case the shipment is delayed, we have special delay insurance.
Trenin gecikmeli olup olmadığı hiç önemli değil.
- It makes no difference whether the train is delayed or not.
Kötü hava uçağı geciktirdi.
- The bad weather delayed the plane.
Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi.
- The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.
Tom'a aldırmayın. O biraz rötarlı.
- Don't mind Tom. He's a little retarded.
Trenin gecikmeli olup olmadığı hiç önemli değil.
- It makes no difference whether the train is delayed or not.
Tom'a aldırmayın. O biraz gecikmeli.
- Don't mind Tom. He's a little retarded.
Bazı alevlenmeyi geciktiriciler kanser ve hormonal bozulmalara neden olabilir.
- Some flame retardants can cause cancer and hormonal disruptions.
Yoğun kar treni birkaç saat geciktirdi.
- Heavy snow delayed the train for several hours.
Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi.
- The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.
O kargo çok fazla gecikmiş.
- That shipment's been very much delayed.
Şiddetli kardan dolayı tren iki saat gecikmişti.
- The train was delayed for two hours because of the heavy snow.
... So truly, delayed gratification, I must say. ...