Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.
- He stressed the convenient aspects of city life.
Bu yer yüzmek için elverişli.
- The place is convenient for swimming.
Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
- This place isn't convenient for public transportation.
Ne zaman sizin için uygun olurdu?
- When would it be convenient for you?
Gözlükler benim için kontakt lenslerden daha kullanışlıdır.
- Glasses are more convenient for me than contact lenses.
Cep telefonları kullanışlı, onların sorumlu kullanılmasını istiyorum.
- Cell phones are convenient, but I want them to be used responsibly.
Evim tren istasyonu yakınında, uygun bir yerde bulunur.
- My house is located in a convenient place - near the train station.
İstasyona çok yakın yaşamak elverişlidir.
- It's convenient living so close to the station.
... It's just socially more convenient that way than ...
... people don't do what they say they believe they do what's convenient ...