O, üç çocuğu tek başına yetiştirdi.
- She brought up the three children alone.
O, anne ve babası tarafından iyi yetiştirildi.
- She was well brought up by her parents.
6.30'a kadar ayakta olmak zorundayım.
- I have to be up by 6:30.
Bütün gece ayakta olmak istemiyorum.
- I don't want to be up all night.
Onun oğulları uygun şekilde yetiştirilmiş değil.
- His sons are not properly brought up.
İyi bir ailede yetiştirilmiş gibi görünüyor.
- He must have been brought up in a good family.
... And so we were brought up to love the royal family. ...
... And I was brought up around the royal family to love the ...