be a candidate in an election

listen to the pronunciation of be a candidate in an election
Englisch - Türkisch

Definition von be a candidate in an election im Englisch Türkisch wörterbuch

run
{f} koş

Odanın etrafında koşma. - Don't run around in the room.

O her sabah koşmaya gider. - She goes running every morning.

be a candidate
aday olmak
run
döndürmek
run
(Bilgisayar) başla

Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı. - Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking.

Onlar koşmaya başladılar. - They started running.

run
uğramak
run
istek
run
çay

Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti. - Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.

run
{i} gösterim
run
{f} adaylığını koymak

Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymaktan vazgeçti. - Tom gave up running for class president.

O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor. - He wants to run for President.

run
(Tekstil) pasaj, çorap kaçığı
run
(isim) koşu, koşma, yarış, sefer, seyir, gezinti, kaçamak, talep, kaçık, çorap kaçığı, rağbet, otlak, kümes bahçesi, verim, gösterim, süre, devam süresi, sürü, balık sürüsü, çoğunluk, maden damarı, dere, çay, akış
run
{i} çorap kaçığı
run
(İnşaat) çalışmak, koşmak
run
seğirtme
run
{f} geçip gitmek
run
{f} geçerli olmak
run
{f} işlemek, çalışmak; işletmek, çalıştırmak: Who is running this
run
{i} seyir
run
koşulan veya gidilen mesafe
run
{f} kaçakçılığını yapmak
run
{i} yarış

Yarışta koştuktan sonra bitkindim. - I was exhausted after running the race.

Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti. - Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.

Englisch - Englisch
run for elections
run for
run
be a candidate in an election

    Silbentrennung

    be a can·di·date in an e·lec·tion

    Türkische aussprache

    bi ı kändıdeyt în ın îlekşın

    Aussprache

    /bē ə ˈkandədāt ən ən əˈleksʜən/ /biː ə ˈkændədeɪt ɪn ən ɪˈlɛkʃən/
Favoriten