beğeniyle

listen to the pronunciation of beğeniyle
Türkisch - Englisch
admiringly
adoringly
in a venerating manner
beğeni
liking

She has a great liking for rich foods. - Onun zengin gıdalar için büyük bir beğenisi vardır.

beğeni
fancy
beğeni
admiration
beğeni
{i} regard

His plans were regarded with some disfavor. - Onun planları bazı beğenilmemelere rağmen kabul edildi.

beğeni
{i} taste

Do you like the taste of lemons? - Limonun tadını beğeniyor musun?

I like the taste of lemon water. - Limonlu suyun tadını beğeniyorum.

beğeni
discrimination
beğeni
applause
beğeni
plaudit
beğeni
{i} credit
beğeni
{i} like

Tom wants to see if Mary likes his new song. - Tom, Mary'nin onun yeni şarkısını beğenip beğenmeyeceğini görmek istiyor.

I like this coat. May I try it on? - Bu ceketi beğeniyorum. Onu deneyebilir miyim?

beğeni
good taste; discrimination
beğeni
good taste
beğeni
taste, liking
beğeni
eclat
beğeni
inclination
beğeni
acclaim

The mayor's speech was received with much acclaim. - Belediye başkanının konuşması çok beğeni ile karşılandı.

Türkisch - Türkisch

Definition von beğeniyle im Türkisch Türkisch wörterbuch

Beğeni
zevk
Beğeni
gusto
beğeni
Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk: "Çoğu kadınların beğenisi kendi kişisel alanlarının dışına pek taşmaz."- H. Taner
beğeni
Güzeli çirkinden ayırma yetisi, zevk, gusto: "Kendine özgü bir beğenisi var bu konuda."- N. Cumalı
beğeni
Güzeli çirkinden ayırma yetisi, zevk, gusto
beğeni
Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk
beğeni
Hoşa giden, beğenilen
beğeniyle
Favoriten