bazısı

listen to the pronunciation of bazısı
Türkisch - Englisch
some

Tom sat with some of his teammates on the bench. - Tom takım arkadaşlarının bazısıyla bankta oturdu.

Some salt comes from mines, some from water. - Bazı tuz madenlerden gelir, bazısı sudan.

some of them; some people, some
somebody
several
bazı
some

Some of the students went by bus, and others on foot. - Bazı öğrenciler otobüsle gitti, diğerleri de yürüyerek gitti.

Did you know that some foxes lived on this mountain? - Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?

bazıları/ bazısı
some of them, some
bazı
certain

You can't communicate without a basic understanding of certain rules. - Bazı temel kuralları bilmeden iletişim kuramazsın.

Tom certainly has some pretty old-fashioned ideas. - Tom'un kesinlikle bazı oldukça eski-moda fikirleri var.

bazı
a few

Mary and some other women were here for a few hours. - Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.

There are a few books, but they have some misprints. - Birkaç kitap var ama onlarda bazı baskı hataları var.

bazı
some, certain
bazı
sometimes

Tiny mistakes can sometimes lead to big trouble. - İnce hatalar bazı zamanlar büyük problemlere yol açar.

There are sometimes blizzards in Kanazawa. - Bazı zamanlar Kanazawa'da tipi olur.

bazı
1.some, certain; some of
bazı
sundry
bazı
{i} pad
bazı
any

Some people don't believe in any religion. - Bazı insanlar herhangi bir dine inanmıyor.

Any mushroom can be eaten, but some only once. - Herhangi bir mantar yenilebilir fakat bazıları sadece bir kez.

Türkisch - Türkisch
Birtakımı, kimisi
Bazı
kimi
bazı
Ara sıra, arada bir, kimi vakit: "Bazı, mağazadan içeriye girinceye kadar kendimden geçerdim."- Y. K. Karaosmanoğlu
bazı
Halı dokuma tezgahında bulunan, aralarına dokuma ipi geçirilen ağaç silindir
bazı
Birtakım, kimi: "Bazı Türkler oraya eğlenmeye giderler."- Ö. Seyfettin
bazı
Ara sıra, arada bir, kimi vakit
bazı
Birtakım, kimi
Englisch - Türkisch
some