The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.
- Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu.
It is clear that the ship sank.
- Bu geminin batmış olduğu açıktır.
The sky became as dark as if the sun had sunk.
- Gökyüzü sanki güneş batmış kadar karanlık oldu.
They came to the conclusion that the ship must have sunk.
- Onlar geminin batmış olduğu sonucuna vardılar.
The sun is sinking in the west.
- Güneş Batıdan batıyor.
They abandoned the sinking ship.
- Onlar batan gemiyi terk ettiler.
They sank ten enemy ships.
- Onlar on düşman gemisini batırdılar.
A cargo vessel, bound for Athens, sank in the Mediterranean without a trace.
- Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.
I'm a jinx. If I sold candles, the sun wouldn't go down.
- Ben bir uğursuz kimseyim. Eğer mumları satarsam güneş batmaz.
The sun is starting to go down.
- Güneş batmaya başlıyor.
How many sailors were aboard the ship that sunk?
- Batan gemide kaç tane denizci vardı?
The sun has just sunk below the horizon.
- Güneş ufuktan yeni battı.
The sun just went down.
- Güneş biraz önce battı.
It grew cold as the sun went down.
- Güneş battığında hava soğudu.
A great treasure was discovered in a sunken ship.
- Batık bir gemide büyük bir hazine keşfedildi.
We saw the sun sink below the horizon.
- Biz ufkun altında güneşin batışını gördük.
If you find yourself in quicksand you'll sink more slowly if you don't move.
- Kendinizi kayan kumda bulduğunuzda, hareket etmezseniz daha yavaş batarsınız.
O, beyzbol sopasıyla topa vurdu.
- He hit a ball with the bat.
Tom Mary'yi bir beyzbol sopasıyla öldüresiye döğdü.
- Tom beat Mary to death with a baseball bat.
İyi bir vuruşcu olmak için, gevşek tutmalısın ve içgüdünü izlemelisin.
- To be a good batter, you've got to hang loose and follow your instincts.
Şu anda, o, en iyi vuruşçumuz.
- Currently, he's our best batter.
Bir yarasa gökyüzünde bir kelebek gibi uçuyor.
- A bat flying in the sky looks like a butterfly.
Yarasalar genelde karanlıkta uçar.
- Bats usually fly in the dark.
Tom sopa vurmaya hazır.
- Tom is the on-deck batter.
Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
- The battle quickly became fierce and bloody.
O, bilardo sopası ile topa vurdu.
- He hit the ball with the bat.
Oyuncu raketi topa salladı.
- The player swung the bat at a ball.
Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.
- Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly.
Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
- Many top athletes take ice baths after workouts.
Sami tahta bir sopa ile Leyla'yı dövdü.
- Sami beat Layla with a wooden bat.