O, sınıf arkadaşı ile evlendi.
- She married her classmate.
Kız kardeşim lise sınıf arkadaşıyla evlendi.
- My sister married her high school classmate.
Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
- There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
Tom ve sınıf arkadaşları yarın öğleden sonra bir sanat müzesine gidecek.
- Tom and his classmates are going to an art museum tomorrow afternoon.